10 Kasım 2010 Çarşamba

Bunları biliyomuydunuz

Aralıksız uçuş : Ebabiller hiç durmadan 3 yıl uçabilirler. Bu kuşlar, yeme, içme, yıkanma, uyuma gibi tüm gereksinimlerini uçuş sırasında giderirler. 18 yıl yaşayan bir ebabil, bu süre içinde 8 milyon km uçabilir. Bu da dünya çevresinde 220 kez dönmeye eşdeğerdir.
- Uçan kuşların en büyüğü : Güney Amerika'daki And Dağları'nda yaşayan bir akbaba türü olan Kondor'un kanat açıklığı 3.2 metredir.
- En uzun mesafe uçuş : Kutup sumrusu her yıl bir kutuptan diğerine uçar ve yazı sırasıyla bir kuzey kutbunda, bir güney kutbunda geçirir. Her iki kutupta da güneş yaz ayları boyunca hiç batmaz. Bu nedenle kutup sumruları aynı zamanda dünyanın en çok gün ışığı gören kuşlarıdır.
- En küçük kuş : Vatanı Küba olan bir tür kolibrinin boyu (gaga ucundan kuyruk ucuna kadar) sadece 57 mm'dir.
- Kara kızılkuyruğun kalp atım sayısı insandan 12 kat daha fazladır.
- Çalıkuşu, 4 gr ağırlığıyla Avrupa'nın en küçük kuşudur. Çok ince dallara dek gidebildiği için buradaki böcek ve sinekleri kolayca avlar.
- Baca ebabili (Bace süpürücü - Chaetura pelagica) kanatlarını aynı zamanda değil, bir biribi bir ötekini sırayla çırpan tek kuştur.
- Çiğdeci serbest yaşamında son derece saldırgan bir kuştur. Papağan gibi kelimeleri öğrenebilir, hatta cümleler kurabilir.
- Gökdoğanın hızı saatte 350 km'dir. 1524 metre yükseklikten yataya 45 derecelik açıyla dalışa geçen gökdoğanda hızın 370-386 km/saat'e ulaştığı hesaplanmıştır.
- Taçlı ötleğen (Sarı sırtlı ötleğen - Dendroica coronata)!nın yuvasını hazır bulan boz başlı inekkuşu (Molothrus ater) burayı işgal ederk yumurtlar. Ötleğen, çatışmaya girmeden eski yuvanın üzerine yenisini  yapar. İkinci yuva da işgal edildiğinde, ikincinin üzerine üçüncüyü de yaptığı görülmüştür.
- İskete kuşunun mavi bir türü çok sevimli bir yaratıktır. Posta kutularına, evlerin pencere köşelerine yuva yapar. İnsalnlar tarafından gerek sevimlilikleri, herekse sinek ve böcekleri yediği için çok sevilir. Bu kuşun bir başka merakı da diğer kuşların yuvalarındaki yavruların kafalarını delip, büyük bir zevkle beyinlerini emmektir.
- Amerika'da yaşayan bir tür kartal, maymun, karaca, tilki ve domuz yavrularına aniden saldırarak beyinlerini parçalar ve sonra o bölgeden uzaklaşır. Bir süre çevrenin güvenli olduğundan emin olduğunda, öldürdüğü avının yanına gelerek onu taşıyabileceği büyüklükte parşalara ayırır ve yuvasına götürür. Bu davranış, yavrusu öldürülmüş kızgın bir ananın intikamına karşı aldığı korunma önleminden başka bir şey değildir.
- Kaya kartalı göz kapağını kapamadan güzeşe doğru bakabilir. Çünkü, ikinci bir göz kapağı vardır.
- Karabataklar mükemmel dalgıçlardır. 50 metre derinliğe kadar dalabilirler. Bunun sırrı tüylerinin yağsız olmasıdır. Ama dalmalarını kolaylaştıran bu özellik bir dezavantajı da beraberinde getirir. Daldığında yağsız olduğundan ıslannan tüylerle uçması olanaksızdır. Bu nedenle bir tüneğe çıkıp kanatlarını açar, güneş ve rüzgarla onları kuruttuktan sonra yeniden uçabilir.
- Ekin kargası, kendisi kapkara olduğu halde en çok korktuğu renk siyahtır. Fakat korkulacak bir şey olup olmadığını araştıracak kadar da zekidir. Yapılan deneylerde beşe kadar saymayı becerebildiği gösterilmiştir
- Kuş beyinli ? Kuşlar en küçük birim hacme en fazla sayıda beyin hücresi sığdırarak memeli hayvanlarla yarışabilmektedir. Çalıkuşunun beyninin her bir milimetre kübünde 135.000 kadar nöron vardır. Bu sayı kaşalotta sadece 1000!dir. Buna karşılık 4 gramlık çalıkuşunun beyni 250 mg iken, 30 tonluk kaşalotun beyni sadece 10 kg'dır.
- Yalıçapkını neden çapkın ? - Yalıçapkını avlanırken suyun birkaç metre üzerinde, havada asılı kalır ve balığı gördüğünde hızla suya dalarak avını büyük bir yetenekle yakalar. Rivayete göre,  kuşu böyle havada asılı kalırken gören yalılarda oturan genç bayanlar "vayy çapkına bak, bizi gözlüyor" demişler ve o günlerden sonra da kuşun adı çapkına çıkmıştır.
- Alakarga : Saksağanla beraber, kargaların arasında en az kargaya benzeyen türdür. KAnadındaki mavi-beyaz bölgeler, kanat ucu ve kuyruğundaki siyah bölgelerle kontrast oluşturur. Sonbahar ayları dışında ağaçlık bölgelerin dışına pek çıkmazlarken, bu dönemde sıkça görülürler. Alakargaların meşe palamutlarını bulup gömdükleri bu dönemde kolayca görülürler. Topladıkları palamutları daha sonra yemek üzere toğrağa gömerler. Bazen günde bin tane palamut gömdükleri olur. Ormanda her yer birbirine benzerken sakladıkları yeri bulmak için çok akıllıca bir iş yaparak, buralara işaret koyarlar. Bunun için bazen ağaç dallarını, bazen taş parçalarını kullanırlar. YApılan deneylerde 9 ay sonra bile sakladıkları yerleri buldukları gözlenmiştir. Türkiye'de altı değişik alt türü vardır. Besinini böcekler, meyveler, yumurtalar, zaman zaman da diğer kuşların yavruları oluşturur. Genelde çok utangaçtır, ama oldukça gür bir sesi vardır. Küt uçlu, geniş kanatlarını yavaş yavaş çırpar. Kanatları bu şekilde uçan kuşlar genellikle kısa mesafe uçucularıdır. Kanatlarının bu şekli sayesinde ağaçların arasında kolayca uçarak dolanır. Çok iyi bir ses taklitçisidirler. Düşmanlarını korkuratak yavrularından uza tutmak için çok iyi alaca baykuş ya da şahin taklidi yaparlar.
-- Saksağan : Siyah-beyaz renklerin harika birlikteliğinden oluşan güzel rengiyle Türkiye'nin birçok yerinde görülür. Genellikle şehir dışına çıkmaya başladığınızda görmeye başladığınız bu güzel kuş, nazı illerde adeta leş kargasının yerini alarak şehir içine yerleşmişken (ANkara), bazı illerde de neredeyse hiç yoktur (Antalya). Ağaçların bulunduğu açık arazilerde ve vadilerde yaşamayı yeğler, sık ve dik ormanlarda genellikle görülmez.  Uzun kuyruğu, siyah beyaz rengi ve düzensiz kanat vuruşlarıyla kolaylıkla ayırt edilir. Neredeyse her şeyi yer. Parlak nesnelere özel bir düşkünlüğü vardır. Bunları toplayarak yuvasına taşır. Yuvasını bir de çatı ekleyerek sağlamlaştırdığı için kolayca tanınır.
- Sarı gagalı dağ kargası : Dağlardaki kayalıklarda ürer. Yakın akrabası kırmızı gagalı dağ kargasından ayırmak gemellikle kolay değildir. KIrmızı gagalıya göre daha kısa gagalı, ince kanatlı, kısa parmaklıdır. Kuyruğu daha uzun ve ucu yuvarlaktır. Koloniler halinde yüksek bölgelerdeki kayalıklarda ürer. Çok sosyal ve oyuncudur. Süzülme konusunda tam bir uzmandır, akrobatik hareketler sergiler. Türkiye'de Toroslar, Kaçkarlar ve Denizli'de ürer. Kışın daha alçak bölgelerde de görülür.
- Kırmızı gagalı dağ kargası : Sarı gagalı akrabasından biraz daha iridir. Gençlerdeki turuncu gaga nedeniyle ayırt edilmesi zor olabilir. Kışın koloniler halinde alçak bölgelere de iner. Toroslar, Kaçkarlar ve Güneydoğu Anadolu'da ürer.
 - Küçük karga : Karadeni ve Akdeniz sahil bölümleri dışında her yerde bulunur. Şehirlerde de sıkça görülür ve kalabalık gruğlar oluşturarak gezerler. Uçaren çok belli olmayan parmakları ve hızlı kanat çırpışı belirgindir. Sesi de diğer kargalardan farklıdır.
- Ekin kargası : Uzun, güçlü, gri gagası, sivri kafasıyla diğer kargalardan ayrılır. Uçarken parmakları kolayca belli olur. Uçuşta küçük kargayla karıştırılabilir. Bozkır ve ekili alanların yakınındaki ağaçlarda kalabalık koloniler halinde ürer.
- Leş kargası : Gövdesindeki gri bölgeler sayesinde kolayca tanınır. Diğer kargalar gibi koloniler oluşturmaz, aileler halinde görülebilir. İzmir ve İstanbul'da çok sayıdayken Ankara'da çok az rastlanır.
- Kuzgun : Kargaların en zekisidir. İri gövdesi, büyük kanatları, iri gagası, baklava şeklindeki kuyruğuyla kolay tanınır. Genellikle dağlık bölgelerde yaşar, ama her yerde görülebilir. Genellikle koloni halinde değil, çift halinde yaşarlar. Üremeyen gençler koloniler oluşturabilir.
- Kuğu : Kuğu masallarda ve efsanelerde her zaman soylu bir hayvan olarak anlatılır. Lekesiz bir beyazlıktaki tüyler, zarif bir boyun, onurla yüksek tutulan bir baş, garip bir çağrıyı andıran çığlık. İşte beyaz kuğu... 60 yıl kadar yaşayan bu kuşun gerçekten soylu olduğunu gösteren iki olay vardır. I.Kuğular sürü halinde uçarken aralarından biri hastalanırsa ya da yorulursa onu asla kaderi ile başbaşa bırakmazlar. II. Erkek kuğu, eşi öldükten sonra asla başka bir eş aramaz, ölünceye kadar bekar kalır. Bu soylu yaratığın doğal bir ölümle aramızdan ayrılması nadirdir. Açlık, kötü hava koşulları, uzun göç sırasındaki bitkinlik ve düşmanlarının saldırısı çoğu kez ölümüne neden olur. Ölmeden önce, en tatlı sesiyle, en tatlı şarkısını söyler. Bu nedenle edebiyatta bir insanın son sözleri için "kuğunun şarkısı" deyimi kullanılır.

Kaynak: www.kazimcapaci.com kuşlar

9 Kasım 2010 Salı

çapraz gaga kuşu hakkında bilmemiz gereken herşey

çapraz gaga kuşu hakkında bilmemiz gereken herşey
 
Türün sesi| Video eklenmemiş
Yaşam Alanları

Biyolojik Bilgiler
 
16.5 cm27-30 cm34-38 gr  


Ortalama Yaşam Süresi
4 yıl
Kulucka Süresi
13-16 gün
Yumurta Sayısı
2-5 adet
Yumurta Boyu
22x16 mm

Editör bilgileri
Kuş Türü
Çaprazgaga
Tür Yetkilisi
slmsevki
Tür Hakkında ilk derleme
28.08.2007 20:00
En son güncellemeyi yapan

Son güncelleme
23.12.2009 11:12
Güncellenme sayısı
18


En İyiler
Çaprazgaga
Fotograf Türü Aksiyon
24.05.2010 18:32

Çaprazgaga
Fotograf Türü Beslenme-Av
26.07.2010 02:05

Çaprazgaga
Fotograf Türü Uçar
29.09.2008 19:48

Çaprazgaga
Fotograf Türü Sabit
03.09.2010 19:54


 
Tanımı
Erişkin erkekleri belirgin bir şekilde tuğla kırmızısı dişiler ise yeşil-kahverengi, iri ve sağlam
yapılı, gagaları uç kısmında çapraz bir ispinozdur. Alt gaga sağa veya sola çarpık olabilir,
kuyrukların çatalı derindir. Erkeğin tepesi ve kuyruk sokumu daha parlak, kanatları ve kuyruğu
kahverengidir. Dişilerde daha mat ve donuk sarı –yeşil bir kuyruk sokumu, gri-yeşil kanatları ve
kuyruğu belirgindir. Nadiren bazı çaprazgagaların beyaz kanat çizgileri bulunur ancak bu çizgiler ülkemizde bulunmayan akkanatlı çaprazgagalarınki kadar geniş ve belirgin değildir (bknz. türün 8.fotosu fikyor). Gençlerin tüyleri gri-kahverengi ve yoğun çizgilidir. Bazı çizgiler ilk kış boyunca kalıcı olabilir.
*Erkeklerin rengi kırmızıdan sarıya kadar değişkenlik gösterir. *






Habitatı
Kozalaklı çeşitli türden çam ormanlarında, yüksek irtifalardaki köknar ve ladinliklerde bulunurlar.
Yayılışı
Ülkemizde Karadeniz , Marmara ve Orta Anadolu’nun kuzeyindeki yüksek ormanlık bölgelerde ve
Toroslarda yerli bir tür olarak bulunur. Dünyada Afrika’nın kuzey batısında, Avrupa’nın büyük bir
bölümünde ve Asya’nın kuzeyinde görülür.
Hristiyan alemindeki eski bir inanışa göre bu türün gagası, İsa peygamberin çarmıhtaki çivilerini
sökmeye çalışırken yamulmuştur.

* Batıda Balıkesirin kuzeyinden Artvine kadarki dağlık yörelerdeki Ladin ormanlarında yerleşiktir.
İstisna, Ankarada Bala yolundaki Beynam ormanlarında gözlendi.*


Beslenme
Gaga şeklinden de anlaşılabileceği gibi Çapraz gagalar çam, karaçam, ladin ve köknar gibi ağaçların
kozalaklarından beslenme konusunda uzmandırlar.
Başka değişik tohumları ve kın kanatlılar dahil olmak üzere çeşitli böcekleri de yerler.
*Kozalak tohumlarıyla beslendiği için kozalakları kırıp açabilmek üzere evrimleşmiş gagası özellikle ladin kozalaklarının hastasıdır.*
Besin türleri arasında iğne yapraklı ağaçların salgıladakları sakızların da hatırı sayılır bir yer tuttuğu gözlemlenmiştir.
Çapraz olan gagasının oluşturduğu dezavantajı uzun olmakla birlikte uzatabildiği dilini kullanarak giderir.


Biyolojisi
Yuvası kase biçiminde olup ince dallar, yosun ve çimenlerle yapılır ve içerisi yumuşak tüyler ve
kıllarla döşenir. Yuvalarını genelde kozalaklı bir ağacın yüksek bir bölümüne yaparlar.
Kuluçkaya sadece dişi kuş yatar, yumurtalar pürüzsüz, parlak ve donuk mavi renkte olup bir ucunda
seyrek mor lekeler vardır. Ocak ayı içinde bile üredikleri görülmüştür, yavrular her iki eş tarafından beslenirler. Diğer tohumla beslenen kuşlar gibi yavrularını besin değeri açısından daha zengin olan böceklerle beslerler. Yavrular yumurtadan çıktıklarında gagaları çapraz değildir, gaga yavru büyüdükçe çaprazlaşır. Yavrularıın gagaları ancak 45 gün sonra tohumları çıkarabilecek forma erişir.

Göçü
Genelde yerleşik kuşlardır. Ancak yaşadığı alanlardaki kozalaklar yeterli gelmez veya zamanında
olgunlaşmazlarsa yılda bir kez Temmuz ayı cıvarında başka bir ormanlık bölgeye göçebilirler
Popülasyonu
Dünya üzerinde 10 milyon km karelik bir alanda 15 milyon birey yaşadığı tahmin edilmektedir.


Davranışları
Sürücül bir türdür. Genellikle gürültücü aile grupları veya daha kalabalık sürüler halinde ağaçların tepe hizasında uçarken görülürler. Bir kozalaktan diğerine gezip durur ve gayet akrobatik bir şekilde yemlenirler. Kozalakları diplerinden güçlü gagalarıyla bir süre kemirdikten sonra koparırlar. Kopan kozalak gaga ucuna alındıktan sonra ikinci hamlede ayağa geçer. Dalların arasında uygun bir yere ayaklarıyla sıkıştırıldıktan sonra içindeki tohumları bitene kadar yerler. Onları ağaçlarda tespit etmenin yollarından biri yere düşürdükleri yeşil ve minik taze kozalakların çokluğu ve düştüklerinde çıkardıkları sesleri dinlemektir. Genelde grup halinde dolaştıkları için ağaç üstlerinde kırmızı renkli bireyleri farketmek hiç de zor değildir. Genelde ağaç üzerinde gözlemlenmeye alıştığımız bu tür, su içmek ya da bitki tohumu ve gıda artıklarıyla beslenmek amacıyla gerek tek gerek grup halinde yerde de gözlemlenebilir. Bunu yapmak için bölgede hiçbir tehdit unsuru algılamamaları gerekir. Bu nedenle daha ziyade günün ışıdığı ilk saatleri seçerler.
Çaprazgaga çiftleri tek eşlidir. Besini bol buldukları dönemlerde mevsime bakmadan kuluçkaya yatabilirler. Bu sebepten Ocak ve Şubat ayları hariç her dönem genç çaprazgaga görmek mümkündür.




Yerel adlar bilgisi bulunamadı.
Ses-Ötüşü
Berrak yüksek tonda hecelerden oluşan bir ötüşü vardır. Jip-jip-jip


Kaynaklar
Collins Bird Guide

www.iucnredlist.org/
www.arkive.org/species/ARK/birds/Loxia_curvirostra/>
www.garden-birds.co.uk
www.birdlife.org
** Riyat Gül

Emeklerinden dolayı Riyal Gül ve Hami Bey'lere teşekkürlerimle..

Çaprazgaga Fotografları
Çaprazgaga
29.05.2010 11:27
Türün 61. fotografı

Çaprazgaga
10.11.2008 00:21
Türün 17. fotografı

Çaprazgaga
14.05.2010 00:52
Türün 57. fotografı

Çaprazgaga
31.12.2009 08:21
Türün 47. fotografı

Çaprazgaga
26.12.2009 19:53
Türün 45. fotografı

Çaprazgaga
22.06.2009 21:33
Türün 23. fotografı

Çaprazgaga
21.02.2009 19:15
Türün 21. fotografı

Çaprazgaga
14.12.2009 21:39
Türün 44. fotografı

Çaprazgaga
12.11.2009 16:04
Türün 42. fotografı

Çaprazgaga
28.09.2009 09:29
Türün 37. fotografı

Çaprazgaga
17.07.2010 12:43
Türün 63. fotografı

Çaprazgaga
05.09.2007 12:06
Türün 4. fotografı

Çaprazgaga
15.08.2009 23:16
Türün 29. fotografı

Çaprazgaga
15.11.2007 20:00
Türün 8. fotografı

Çaprazgaga
21.08.2009 22:53
Türün 32. fotografı

Tüm Çaprazgaga Fotografları
 

Kafeskuşları sağlığı hakkında temel bilgiler

Kafeskuşları sağlığı hakkında temel bilgilerGöz & Gaga & Tırnak hastalıkları:
Melekler Mekanı - Kuş sağlığı ile ilgili herşey

Temiz ,canlı bakan bir göz ile; parlak, pürüzsüz bir gaga sağlıklı bir kuştaki ilk belirgin özelliklerdendir. Sıkça temizlenmeyen bir kafeste barınan kuşlarda enfeksiyon kapma olasılığı yüksektir, zeminde kumlu kağıt kullanımı, nemli artıkların bulunmaması hijyen açısından önemlidir. Ayaklarda pullanma ve matlaşma olmaması gerekir. Ayakta mantar oluşumu bakımsız kafes kuşlarında sıklıkla rastlanan bir hastalıktır. Ayak ile kaşıdığı gaga ve göz çevresine bu mantarı bulaştıran kuşlarda lokal yolla hekim tarafından yapılacak tedavi ile kısa sürede sonuç alınabilir.


Tüy ve deri parazitleri:


Toplu kafeslerde bulunan kuşlardan birini aldığınızda ya da kuşunuzun yanına sonradan bir eş aldığınızda karşılaşabileceğiniz bitler, gözle görülebilir ve kırmızı renktedirler. Profesyonel spreyler kullanılarak hem kuşun vücuduna hem de yemlikler ve suluk çıkartılarak tüm kafes ve aksesuarlarına hekimin önereceği doz ve zamanlarda uygulama yapılmalıdır.

İshal:


Sulu dışkılama, genellikle beyaz renklidir. Halsizlik,sık dışkılama ve hareketsizlik önemli belirtilerindendir. İshalin oluş nedenlerine üşütme, bozuk ve çürümüş yeşillikler, bayat ve açık mamalar, soğuk su ve gıdalar ve fazla yeşillik verilmesi örnek gösterilebilir. Tedavide ilk olarak besleme şekli değiştirilmeli,d iğer kuşların yanından ayrılmalı ve hekim tarafından tavsiye edilen ilaç uygulamasına acilen başlanmalıdır. Göz ardı edilen ishal vakalarında ölümler meydana gelebilir.


Kabızlık:


Dışkılamanın azalması, hareketsizlik, az yeme, tüyleri kabartma ve çok katı dışkı önemli belirtilerindendir. Kuşların temel beslenmesindeki hazır ve doğal tahıllardır. Bunların yanında, taneli bitkiler kadar olmasa da, taze meyve ve yeşilliğe de ihtiyaç duyarlar. Bu gereksinimler yeterince karşılanamadığı zaman beslenme ve sindirim dengeleri bozulur. Bu bozukluklardan biri de kabızlıktır. Aşırı durumlarda hekim tarafından lavman yapılır. Bunun dışında yeni başlayan dönemlerde fark edildiğinde suya katılan ilaçlar ile ve uygun oranda yeşillik takviyesi bu sorunu çözecektir.


Sindirim Sistemi:


Kuşlarda diş olmadığı için sindirim ağızda başlamaz ve çiğnenmeyen yem ve gıdalar doğrudan mideye ulaşır. Yenilen yemlerin tamamı sindirilemeyeceği için kilo kaybı ve sindirim sistemi rahatsızlıkları oluşur. Kuş kumu kullanımı, midedeki yiyeceklerin kırılarak sindirimini kolaylaştırır.


Yumurtlama zorluğu:


Çiftleşmeden 18-21 gün kadar sonra yumurtlaması beklenen kuş, bu zamanı geçirdiğinde yumurtlama zorluğu çektiği anlaşılır. Durgunlaşan kuş, hareketsizleşir ve kafesin bir köşesinde uyuklar halde durarak zaman geçirir. Bu durumun nedenleri; yumurta kanalının dar olması, kuşun genç olması ve yumurtlama dönemindeki mevsimin yeterince sıcak olmaması olarak açıklanabilir. Hekim müdahalesi gerektiren bu durum geç kalındığında ölümle sonuçlanabilir.

Karabaşlıiskete tanımı ve bilgileri (Carduelis spinus)

Karabaşlıiskete tanımı ve bilgileri (Carduelis spinus)
Kara başlı iskete (Carduelis spinus), Kara başlı iskete (Carduelis spinus) Hakkında
Melekler Mekanı - Kara başlı iskete (Carduelis spinus) Hakkında Bilgi Kara başlı iskete (Carduelis spinus), ispinozgiller (Fringillidae) familyasından, yarı göçmen bir ötücü kuş türü. 06.06.2006 tarihli, 4 numaralı Çevre ve Orman Bakanlığı Merkez Av Komisyonu kararıyla [1] koruma altına alınmıştır. Türkiye'de avlanması, ölü ya da canlı bulundurulması ve nakledilmesi yasaktır.
Kara başlı iskete (Carduelis spinus) Hakkında Bilgi
Türkçe iskete kelimesi, bu kuşa Rumca'da verilen σκαθί (Eski Yunanca: σκανθίον) adından gelir. Selanik ve Pylaia bölgesinde, karabaşlı iskete Carduelis spinus; σκαθί ya da diminitifi olan σκαθάκι biçimde, fakat diğer bölgelerde λούγαρο diye anılır. Eski Yunanca σκανθίον, ilk olarak Περὶ διαφορᾶς τροφῶν πρὸς Πτολεμαῖον {0751.004} adında, eskiden yanlışlıkla Hippokrates'e atfedilmiş bir tıp kitabının 484. sayfa, 14. satırında serçelerle beraber geçer.[2]

Bilimsel adı, Linnaeus tarafından verilmiştir. [3] Fringilla spinus (Linnaeus, 1758) şeklinde bir bazyonimi bulunur.

Cardŭēlis, -is. d.: Latince'de yabani kenger otu anlamına gelen carduus sözcüğünden türetilmiş olup "saka" anlamına gelir.

Spīnus, -i. e.: Latince'de, çakal eriği (Prunus spinosa) anlamına gelir.

Özellikleri

11-12,5 cm boylarında, ufak kafalı ve kısa çatal kuyrukludur. Koyu renkli kanatlarındaki sarı ya da sarımtırak beyaz kontrastlı motiflerden ve floryalarda olduğu gibi, kuyruk kenarlarının sarı kök bölümünden tanınır; gövde kenarları boyuna koyu beneklerle bezelidir. Sarı ya da sarımtırak beyaz büyük örtü telekleri, kanat açıldığında görünen kanat şeridini oluşturur. Eylül ayından itibaren, erkek kara başlı isketelerin gagaaltı ve takkesi siyahtır; ancak tüyler yeni ise soluk gri zıhlar takke ve gagaaltı karaltısını saklar. Kaş, gerdan ve sağrı, çizgisiz yeşilimtırak sarıdır. Dişilerde takke, yeşilimtırak gridir; sağrı, yeşile çalan sarımtırak beyaz ve belli belirsiz zıhlıdır. Genç kara başlı isketelerin sırtı boz, kafası oldukça soluk tonlarda ve zıhlı olur.

Yaşam ve beslenme

İğneyapraklı ve karışık ormanlarda, özellikle ladin ormanlarında yaşar. Beslenmek için kızılağaç ve huş ağaçlarının ince dallarına konarak, keten kuşları gibi bunların tohum ve kediciklerini yer. Bu yüzden çoğu zaman keten kuşu gruplarıyla beraber gözlemlenirler. Bitki bitlerini, köpüklü ağustos böceklerini, yaprak pirelerini, sivrisinekleri, testereli arıları ve hemiptera türü birçok başka böceği avlarlar. Kendileri ise, çoğu zaman atmacalar için yem teşkil eder.

Yarı göçmen bir kuş olan kara başlı iskete, kışı Orta ve Güney Avrupa'da geçirir, kimi seneler daha kuzey bölgelerde de kalabilir. Kışın, oldukça büyük sürüler halinde toplaşırlar. Hareketli bir kuştur; yuvalama döneminde bile sık yer değiştirir. Ürkek sayılmaz, yuvasını çoğu zaman ladinlerin yüksek dallarına yapar.

Ötüşü

Temas seslenişi: Islıklı, biri pesleşen diğeri tizleşen benzer iki heceden oluşur, tilö ve tlüi; uçuş halindeki kümelerde bunlar birbirine karışırlar. Uçuş ya da beslenme halindeki kuşlar boğuk ve krepitan bir tetete sesi çıkarırlar. Ötüşü: Akışkan bir cıvıltı ve tril dizisiyle taklitlerden oluşur; ara ara bu dizi, uzayan titreşik seslerle bölünür.

Dağılımı

Asya'nın bir bölümü ile Avrupa'da yaşayan bu kuşlar Türkiye'nin yalnız Karadeniz Bölgesi'nde ürer, kışın ve göç sırasındaysa hemen her yerde görülür. Sabit nüfuslar, İskoçya, Batı İrlanda, İskandinavya'nın güney kıyıları, Orta ve Kuzeydoğu Avrupa, Alpler, Pireneler, Balkanlar ve Kafkaslarda görülür. Kışın batıda Fas'a, doğuda İsrail ve Sina Yarımadası'nın kuzeyine kadar kadar yayılırlar.

Nüfus yayılımı, Avrasya topraklarında 10.000.000 km²'lik bir alanı kaplar. Avrupa nüfusları, 20.000.000 ila 36.000.000 birey arasında tahmin edilmektedir (BirdLife International 2004).[4]

Renk kanaryaları nedir renk kanaryaları hakkında bilmemiz gerekenler (color canary)

Renk kanaryaları nedir renk kanaryaları hakkında bilmemiz gerekenler (color canary)

-RENK KANARYALARI (color canary)

sahip oldukları renklere göre isimlendirilirler.
a-lipochrome seri: Açık sarı, Koyu sarı, kula, dominant beyaz, recessive beyaz. dimorpic. ıvory. pastel, kırmızı oranj, apricot.
b-Yeşil seri Hafif yeşil, altuni yeşil, kula yeşil, oranj bronz yeşil, kızıl bronz, mavi, açık mavi, gri mavi
c-Kahverengi seri Altuni kahve, Gümüş kahve, kızıl kahve, Kızıl oranj kahve; oranj kahve
d-alacalı seri Altuni alaca, gümüş alaca, kırmızı alaca, oranj kızıl alaca, oranj alaca
e-isabel seri Altuni isabel, gümüş isabel, kırmızı isabel, oranj kızıl isabel, oranj. isabel. pek çok uzun süren araştırma, çapraz eşleme ile geliştirilerek elde edilen bu renk serileri günümüz kanaryacılıgının en yeni örneklerini teşkil etmektedirler. Müsabakalarda net ve kusursuz güzellikte tam bir seri (color Canary) büyük jürüiden en yüksek puanı toplar.

Ötüm Kanaryaları Nedir Ötüm Kanaryaları Hakkında Bilgiler

Ötüm Kanaryaları Nedir Ötüm Kanaryaları  Hakkında Bilgiler



1-ÖTÜM KANARYALARI a- ROLLER: Almanya'nın ''HARZ'' yöresinde harz dağları eteklerinde elde edilip geliştirilen kendien ahs nağmeleri çok güzel bir ahenkle şakıma ustalarıdır. Nefes alırken ve verirken ötüşüne devam eder. Çeşitli renklerde yetiştirilen ve nagmeleri özel deyimler ile sınıflandırılan roller makamlarını peşpeşe sıralar. Bu değişik makamlar rule ve mıarıldanma ile başlar sus sesi, çınlamalar. fülüt vs. ile devam eder.
b- MALİNUA: Belçikanın ''MALİN'' kentinde elde edilen bu ötüş kanaryası üstün ötüş stili ve makamları ile rollerden farklılıklar gösterir. Bu ik kanarya türünün uluslararası ötümlü müsabakaların özel puanlama sistemi vardır. kanaryalar aldıkları puanların sertifikaları ile değer kazanır.
c- BÜLBÜL ÖTÜŞLÜ Bu kanaryalar özellikle yurdumuzda yetiştirilir.

Saka Kuşu Nedir Saka Kuşu Hakkında Bilgiler

ÖTÜCÜ KUŞLARIN EN ASİLİ :SAKA (CARDUELİS CARDUELİS)

Tanım: Saka kuşu (carduelis carduelis, european goldfinch eng.) ispinozgiller familyasından taneci, ötücü bir kuş türü .
Morfolojik Yapı: Yüzün ön kısmında kırmızı renkli maske , kanat teleklerinin yanlarındaki sarı şerit ve göz ve başın üstünden boyun altına kadar uzanan siyah bir atkı bulunur.Vücut kahve tonlarında tüylerle bezenmiştir,kanat telekleri siyah ve üstünde beyaz benekler mevcuttur,kuyruk yine siyah ve uç kısmında 4-6 adet beyaz benek(badem)bulunur,karın altı beyazdır,renk ana hatları ile böyle olmakla beraber mevsim cins ve beslenme rejimine göre değişiklik gösterebilir.
Cinsleri: Her yöreye ait yerli sakalar olmakla beraber göçle gelen değişik cinsleri de mevcuttur.

Anadolu sakası(kömürcü, dikencil, kınalı):


Küçük boyutlu hareketli ve insana yakın bir cinstir.Kafese alıştırılması ve yavru alınması kolaydır.


Akdeniz sakası(Akhisar, Antalya,İzmir,Çukurova sakası):

Akdeniz e kıyı bölgelerde yetişen ılıman iklime uyum sağlamış erken eşe gelen ve melez alınması en kolay olan cinstir.
 

Sibirya sakası(c.carduelis major, kasım sakası ,geçim sakası):

Türün en iri ve en güzel görünüşlü olanıdır adından anlaşılacağı gibi yazları Rusya steplerinde ürer ve çoğalır,sert geçen iklim şartlarını atlatmak için Kuzey Afrika ya göçer bu göç Kasım Aralık aylarına denk gelir ve göç yolları üzerinde yakalanabilir . Kafese en zor alışan en yabani cinstir melez alınması da zordur.


Ak gerdan sakası:

Gaga altından boyun altına kadar ki bölümde beyaz şerit bulunur ve bu bölgedeki siyah şalı keser, yine bir göç sakasıdır özellikle Marmara bölgesinde çokça yakalanır.

Himalayan sakası:

Renk ve ötüşte farklılık gösterir isminden anlaşıldığı gibi Himalaya dağlarında farklılaşmış bir cinstir . Vücut hatları aynı olmakla beraber kafadaki siyah atkı ya silik yada yoktur.
 
Efsane beyaz saka:

Çokca sözü edilen boyalı olduğu veya mama ile beyazlatıldığı söylenen bu saka aslında genetik olarak her canlıda bulunabilen albinizm sonucudur dikkat edilirse göz rengi kırmızıdır aynı kuş dükkanlarındaki kırmızı gözlü beyaz muhabbet kuşları gibi . Halihazırda İtalya da bu rengi üreten Angelo Fumigalli ile sıkça mailleşmekte ve üretim teknikleri konusunda bilgi alışverişinde bulunmaktayım.
Yaşadığı yerler: Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Afrika , fundalıklar, makilikler,Sibirya stepleri,dikenlik açık alanlar ve akarsu başları.Şehir yaşamına da uyum sağlayanlar mevcuttur.
Beslenme biçimi : Senelik bitki türlerinin tohumları,çeşitli meyveler,küçük böcek larvaları(seyrek),özellikle dikenli bitkilerin yağlı ve yüksek protein içeren tohumları ile beslenir,temel olarak taneci gaga yapısına sahiptir.
Ömrü: Doğal ortamında 6-8 yıl, kafes şartlarında 14 seneye kadar yaşayanı mevcuttur.
Cinsiyet ayrımı: Erkekler iri, parlak tüylü,daha uzun gagalıdır,kına renkli maskesi göz dikey hizasının arkasına kadar uzanır,gaganın başla birleştiği bölümdeki bıyık benzeri tüyler siyah renklidir,ayrıca kanatların beden ile birleştiği bölümdeki üst yüzey tüyleri erkeklerde koyu dişilerde kahverengine kaçar.Solda görülen kuş dişi sağdaki ise bir erkek

Üreme ve Çoğalma: Geç ilkbahar Nisan Mayıs ayları,senede 4 karına kadar yavru verebilirler,fincan büyüklüğündeki yuvaya 4-6 adet yumurta yapar genelde hepsini doldurur 14. günde yavrular yumurtadan çıkar .Yavrular yumurtadan çıktıktan 15 gün sonra yuvadan uçar .İlk başta yüz alın ve ense tüyleri boz renklidir ilk tüyde normal rengini alır.

Evcilleştirme: Sakalar önce büyük salmalarda eski sakalar ile veya kanaryalar ile bir hafta kadar barındırılmalıdır, bu işlemin sebebi kuşu yeme alıştırmaktır salmadaki su büyük bir kapta ve taze olmalıdır.Daha sonra çift kafeslerin birine yine eski kuşlarla beraber salınır,normal suluk yanında büyük bir su kabı unutulmamalıdır bundaki amaçta kuşları suluğa alıştırmaktır. Dikkat edilecek bir diğer konu kafese konulan yabani kuştaki stres faktörüdür bunun için suyuna oksitetrasiklin içeren bir preparat ve vitamin konulmalıdır.Unutmayın ki sakayı öldüren strestir. Daha sonra tek kafese alınan saka artık yeme ve suya alışmıştır ne yazık ki bu arada kuşların yarısı telef olmaktadır.Kafesi insan baş seviyesinden otuz santim kadar yukarı asmalı ,doğal gün ışığıyla yatıp uyanması sağlanmalıdır.Kafese salınan kuşa elle dokunmamalı kuşu rahatsız edecek ani hareketlerde bulunulmamalıdır.Saka kafesinin iki yeri vardır biri dışarıda biri içerde dışarı asıldığı yerde kesinlikle rüzgar almamalıdır.Saka kafesi taşınırken yine baştan yukarda taşınması faydalıdır.Belli bir süre sonra yavaş yavaş ötmeye başlar insandan zarar görmeyeceğine inanan saka artık kafes kuşu olmuştur. Kuşunuzun kafesinin altına veya mamalığına kum koymayı ihmal etmeyin altına gazete kağıdı sermeyin bunu yiyip rahatsızlanabilir.Yeşil vermeyi ihmal etmeyin ben nane tercih ediyorum taze meyveler özellikle incir çok sevdiği bir besin türüdür.Gaga taşı verilmeli suyuna haftada bir defayı geçmeyecek şekilde tetrasiklin türü bir antibiyotik konulmalıdır.
Üretim: Kafes şartlarında üretim zordur, Avrupalı üreticiler (ör.Angelo Fumigalli)genelde 2*2*1.1 metre ölçülerinde salmalarda üretim yapmaktadırlar bu salmalara bodur ağaçlar yerleştirmekte ve eşe atılacak dişi ve erkek sakaları Kasım ayında bu salmalara atıp kışı beraber geçirmelerini sağlamaktadırlar.Kafeste üretime uygun çiftler yine kafeste çıkmış dişi ve erkekten olmaktadır yunanlı bir üreticiyle görüşmüştüm o bu özellikte kuşları İtalya'dan getirtip ikinci sezonda zorda olsa birkaç yavru aldığını belirtmişti.Kafesin içerisine plastik çam benzeri bazı yapma dallar koyarak ortamı doğallaştırmaya çalışmış.Ben ,yumurta toplayıp kanarya ve melez altında çıkaran saka meraklılarından aldığım dişilerle doğadan yakalanmış erkekleri çiftleştirip yavru aldım fakat yumurtaları kendilerine baktıramadım.İtalya'dan bir çift getirtmek için girişimde bulundum fakat İtalya gümrüğü yabani hayvan diye izin vermedi AB ye girersek belki daha kolay olur.


Melezleme:
Saka meraklılarının en büyük uğraşı bu yöndedir bunun sebebi melez azmanlığı diye bilinen biyolojik güzelliktir . Melezler hem daha iyi öter hem de daha dayanıklı olurlar. Melez kuş elde etmek için erkek saka x dişi kanarya , erkek kanarya x dişi saka eşleştirilir.Genelde yetiştiriciler ilk şekli kullanır ama ikinci tür eşleştirmeden çıkan yavrular daha güzel olmaktadır .Ben özellikle erkek saka ile kanarya melezleri üzerinde duracağım.Sakanız en azından kışı kafeste geçirmiş ve kafes hayatına uyum sağlamış olmalı Akdeniz,Marmara kıyı şeridi dışındaki bölgelerimizde doğadaki sakalar mart sonu nisan ortalarında bölgesel olarak yaklaşık bir hafta içerisinde eşlenip yumurtaya basmaktadırlar.Bu bölgelerdeki kanaryalarsa sizlerinde bileceği gibi ocak sonu mart ortası gibi eşe gelirler yani sakalarla kanaryaların doğal kızışma ve eş zamanları farklılık göstermektedir .Bu sorunu aşmak için ben Akdeniz 'e kıyı bölgelerden (Mersin, Antalya,İzmir,Manisa) getirdiğim sakaları kullanmaktayım.Saka eşe atılmadan önce kızgın olmalı tünekte klasik yay hareketiyle etrafa meydan okumalı ayak ve gagası beyazlamış olmalı tüyünü düzmüş olmalı ve insana az çok alışmış olmalıdır.Dikkat edilirse Mart Nisan aylarında yakalanan doğal sakaların ayak ve gagaları beyazdır.Kanarya dişi hiç eşe atılmamış olmalı renk olarak sakanın rengine uygun olmalıdır( yeşil, kula, sütlü kula, mozaik,bakıri).O sezon kanarya erkeklerden bir ağız yavru alınmış dişilerde kullanabilirsiniz böylece sakanız biraz daha kızmak için vakit bulacaktır.Sakanızın ve kanaryanızın hazır olduğuna inandığınızda aylardan da Nisan ise dişiyi sakanın kafesine koyabilirsiniz dişi zaten kızgınsa hemen yuvayı örmeye başlayacaktır ve yuvadan her kalktığında eşleşmek isteyecektir (buna yardımcı olmak için bazı melezciler ortamda öten bir erkek kanarya bulundurur)İlk yumurtalar genelde boş olur sabırla ikinci yumurtaları bekleyin eşleri ayırmayın.Sade tek gözü telli çiftleştirme kafesleri kullanın eşlerin kafesi tenha bir yerde olmalıdır.Saka bazen yumurtalara zarar verebilir veya yavruları besleyebilirde bunu gözlemleyerek gerekirse sakayı kafesten alın.Ben genelde sakaları dişiyi yumurtlattıktan sonra başka dişilere gezdiririm böylece aynı sezonda daha çok yavru alma şansı doğuyor.
Unutmayın melezleme tecrübe kadar şans ve sabır işidir.
Çıkan yavruların bakımı kanarya yavruları ile aynı prosedürde yürütülür.
Melezlerde cinsiyet ayrımı: Temel olarak sakaya benzer, erkekler daha gösterişli ve maskeleri gözün arkasına kadar uzanır. Renkleri daha parlaktır ve kafeste tedirgin olduklarında kafa tüylerini kabartırlar.En önemlisi öterler en azından ders yaparlar,renk maması verildiğinde dahi erkekler daha güzel renklenir.Benim gözlemlerime göre yavrular daha çok erkek çıkmakta.Aşağıdaki resim de soldaki erkek sağdaki ise dişi bir melez.

YAZAN:VETERİNER HEKİM H.EMRE YÜRÜK